
Anne sütü harika bir yaşam armağanıdır. Bir çocuğun büyümesi ve gelişmesi için gerekli tüm besinleri ve vücudun su dengesini korumak için gereken sıvıyı içerir. Öte yandan içerdiği antikorlar ve hücreler sayesinde enfeksiyonlara ve alerjenlere karşı koruma sağlar.
Boy, çocuğun yaşına ve genetik potansiyeline uygun olarak boy ve kilo artışı, gelişim ise dil, ince, kaba motor beceriler ve iletişim becerilerinin kazanılması olarak tanımlanabilir. Emzirmek anne ve bebek arasındaki bağı güçlendirir ve her ikisi için de faydalıdır ve hatta gereklidir. Anne sütü canlı bir besindir, bebeğin yaşına ve durumuna göre değişir. İçeriği, bebeğin ihtiyaçlarına bağlı olarak, gün içinde aynı annede, emzirmenin başlangıcı ile bitişi arasında anneden diğerine değişir. Her anne bebeği için buna uygun bir mucize yaratır. Anne sütü sadece bebeğin sağlığını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda yetişkin yaşamını da etkiler ve uzun vadede bazı hastalıklardan korur, annenin zihinsel ve fiziksel iyiliğine katkıda bulunur.
Uygun büyüme ve gelişmeyi sağlamak için Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Birleşmiş Milletler Çocuklara Acil Durum Fonu (UNICEF) ve Amerikan Pediatri Derneği, bebeklerin ilk 6 ay ve ardından 2 aya kadar anne sütü ile beslenmesini önermektedir. uygun tamamlayıcı gıdalarla yıllarca Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de en temel hak emzirme hakkı olarak tanımlanmaktadır.
UNICEF’e göre, gelişmekte olan ülkelerde 6 aylıktan küçük çocukların sadece 9’u sadece anne sütü ile besleniyor. İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslenme, yaygın çocukluk hastalıklarından ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan ölümleri önler. Bu nedenle emzirmenin önemi sık sık vurgulanmalı ve emzirme yaygınlaştırılmalıdır. Bebek emzirme küresel bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir.
Cevap Bırak