Tat Alma Duyusu ve Önemi

tat alma duyusu, tat alma duyusunun önemi nedir, tat alma duyusundan faydalanma

Kokuda da olduğu gibi, medeni bölgelerdeki insanların hayatlarında, lezzet, vazgeçilmez bir şey değil sanki. Aynı koku duyusu gibi, tat alma duyusu da, en iyi yiyecek ve içecekleri seçmesi ve tüketmesi vasıtasıyla, yaşama sevincine eğlence ve zevk katar. Reklamcılığın en eski olgusundaki işlevi kuşkusuz, lezzetli gıda maddelerinin ve hoş içeceklerin sevilmesi kadar eskidir. Koku gibi, o da bir birleştiricidir -eskiden beri, iştah ve aşk onunla var olmuşlardır-.tat alma duyusu, tat alma duyusunun önemi nedir, tat alma duyusundan faydalanma

Koku alma duyusu, parfüm sanayinin temelini teşkil ettiği gibi, tat alma duyusu da, yüksek mutfak kültürünün lezzetli yiyecek ve şekerleme sanayinin, tatlı hamur işi imalatçılarının, şampanya sanayinin, konserve fabrikalarının, özel üzüm, meyve ve sebze türlerinin geliştirilmesinin, istiridye. den tosuncuğa kadar, değişik hayvanların üretilmesinin, uzak ülkelerden gelen seçkin hammaddelerin nakliyesinin ve iyi aşçıların eğitilmesinin, çok çok eski temelini oluşturmaktadır. Eski zamanların kalın yemek tarifi kitapları, varlıklarım tat alma duyusuna borçludurlar. Sofra süsünün, yemek yeme âdetlerinin gerçek müsebbibi de odur. Yalnızca dil ve damağın uyarılmasında rol almaz, ticari ve kültürel etkisi, yiyecek ve içeceklerin tadına varılmasından daha fazladır.

Tat, hem psikolojik, hem de fizyolojik açıdan, kokuya çok yakındır. Örneğin, şiddetli nezle nedeniyle bir yiyeceğin kokusunu alamayan bir kişi, tadın da neredeyse tümünü kaybetmektedir. Çeyrek porsiyon ‘Nussberger’ ilaveli bir piliç kızartmasının lezzetinin bütünüyle alınabilmesi için, dildeki alıcıların, yumuşak damağın, gırtlağın arka duvarının ve hançerenin, koku organlarıyla birlikte çalışmaları gerekmektedir. Kahve ve çay kontrolörleri ve tecrübeli “şarap yudumlayıcıları”, kararlarını vermeden önce (bunu bazen dillerini hevesle şaklatarak yaparlar) sıvının yavaşça dillerine ve damaklarına yayılmasını beklerler.

anlamdaki, bilimsel bağlamdaki lezzet, yalnızca dört tane niteliğe sahiptir: Tatlı, acı, ekşi, tuzlu. İşte bunlar, biyolog ve psikologların, tat alma olgusunun açıklamalarına yaklaşmak için yaptıkları deney ve incelemelere temel teşkil etmektedirler. Pratik hayatta ise —buna reklamcılık da girer— insanların, tatlarını alarak tatmin olmak istedikleri, belirli yiyecek ve içeceklere yönelik talepleri önemlidir. “Sanatsal Psikoloji” adlı kitabında O.Sterzinger, bütünsel tadın çok sayıdaki unsurlarını, sofra sanatında, çeşitli duyuların etkilerini mükemmel bir şekilde izah etmiştir.

İlk Yorum Yapan Ol

Cevap Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.


*