Ortodonti Neler İle İlgilenir?

Ortodonti, dişlerde oluşan yapısal bozuklukları inceleyen ve tedavi yolları içim çözümler sunan bir bilim dalıdır. Küçük yaşlarda ki çocuklarda görülen, çene yapısal sorunları ve yetişkinlerdeki diş bozuklukları ortodonti alanına girmektedir.

Dişlerde görülen bozukluklar, pek çok nedene bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. En yaygın olarak görülen nedenler ise parmak emme, tırnak yeme dudak emme, beslenme bozuklukları gibi sorunlardır. Bazılarında diş bozuklukları genetik olarak görülse de, bu çok nadir görülen bir durumdur.ortodonti nedir, ortodonti tedavisi, ortodonti tedavisi nasıl yapılır

Diş hekimi tarafından ortodonti tedavisi önerilen hastalar, ne kadar erken yaşta tedavi olmaya başlarlar ise o kadar etki eder. Çünkü özellikle çene yapılarında görülen bozukluklar küçük yaşlarda daha kolay tedavi uygulanmaktadır. Bu yetişkinlerde ortodonti tedaviden olumlu sonuçlar alınmayacağı demek değildir. Birçok yetişkin birey, doğru bir uygulama ile sağlıklı dişlere kavuşabilmektedir.

Dişlerde ki bozukluklara bağlı olarak tedavi süresi herkes için farklıdır. En fazla 2 yıl içerisinde tedavi tamamlanmaktadır. Bu süre içerisinde dişlerinde metal diş teli kullanmak istemeyenler, şeffaf diş teli kullanabilirler.

Ortodontistler, diş hekimliği fakültesini başarı ile bitirdikten sonra ortodonti alanında uzmanlığa hak kazanan kişilere verilen unvandır. Bütün ortodonti tedavilerini, normal diş hekimleri değil ortodontistler yapmaktadır. Diş teli tedavisi olmadan önce, hangi ortodontistin tercih edilmesi gerektiği ve diş teli fiyatları ile ilgili geniş bir araştırma içerisine girmelisiniz. İyi bir ortodontist bulduktan sonra, dişleriniz de yaşanan bozuklukların tedavisi için görüşmeye gitmelisiniz. Ortodontist size hangi tedavi yöntemlerinin uygulanabileceğiniz, ne kadar süre içerisinde tedavi olabileceğinizi ve tedavinizin maliyeti hakkında sizi bilgilendirecektir.

Ortodonti kliniklerinde dikkat edilmesi gereken en önemli unsur temizliktir. Diş sağlığı söz konusu olduğunda, tedavi uygulanacak olan her ortamın hijyeninin tam olarak sağlanması önemlidir. Temizlik sorunu olan kliniklerde, kesinlikle diş tedavilerine başlamamalısınız. Dişlerin mikrop kapması halinde bedelini ağır bir şekilde ödemek zorunda kalabilirsiniz. Bu konu hakkında hassas davranarak, gerektiği gibi temizlik kurallarına dikkat eden bir ortodonti kliniği bulun. Daha sonrasında ise kusursuz bir şekilde tedavinize başlamalı ve başarıyla ortodonti tedavinizi tamamlamalısınız.

Öksürüğe Ne İyi Gelir?

Öksürük, eğer herhangi bir hastalıktan kaynaklanmıyorsa doğal bir refleks olarak ortaya çıkar. Boğazdan balgam ve diğer zararlı maddelerin çıkarılmasını sağlayan öksürük, aslında vücudun kendini koruma amaçlı verdiği bir tepkidir. Akut öksürük olarak adlandırılan öksürük çeşidi 3 haftadan daha kısa süre süren öksürükleri ifade eder. Öksürük 8 haftadan daha uzun süre devam ettiyse, buna kronik öksürük ismi verilir. 3 ila 8 hafta arasında süren ve sonra düzelen öksürüklere de subakut öksürük denir. Bazı durumlarda öksürük hastalık belirtisi olarak da kendisini gösterebilir.öksürüğe ne iyi gelir, öksürük için ne yapılır, öksürüğe iyi gelen şeyler

Akut öksürük belirtileri genel olarak soğuk algınlığı, duman veya alerjenler ve üst solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklanabilir. Öksürük vücudumuz için normal bir eylem olsa da öksürüklerin sıklığı alerjenlere duyarlılık ve cinsiyet gibi faktörlere göre değişebilir.

Öksürüğe Ne İyi Gelir?

Öksürüğün tedavisinde geleneksel tıp, bitkisel yaklaşımlar, hidroterapi ve fitoterapi gibi yöntemler uygulanabilmektedir. Bunun yanında öksürüğe faydalı olduğu bilinen bazı alternatifler bulunmaktadır.

Bal

Uzun yıllardır boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan bal probiyotik özelliği ve antioksidan içermesinden dolayı vücuda çok faydalı bir yiyecektir.

2-18 yaş aralığında yer alan bireyler, bir hafta boyunca öksürük belirtisi göstermişse yatmadan yarım saat önce verilen bal, öksürüğün şiddeti ve sıklığının azalmasına yardımcı olur. Bal, öksürükten dolayı uykunun bozulmasını engeller.

Su ve Tuz Gargarası

Ilık su ve tuz ile yapılan gargara boğazdaki tahrişi azaltır. Boğazın arkasındaki balgam ve mukus, tuzlu su sayesinde azalır ve öksürük krizi azaltılmış olur. Ilık su ve tuz ile yapılacak gargara 6 yaşın üzerindeki kişiler için uygundur ve uzmanlara danışılarak yapılması gerekir.

Probiyotikler

Vücuda uygulandığında ya da tüketildiğinde insan sağlığına faydalı olan canlı mikroorganizmalara probiyotik denir. Doğrudan öksürüğün giderilmesini sağlamasalar da azalmasında yardımcı olurlar.

Kekik

Binlerce yıldır şifa kaynağı ve koruyucu olarak tüketilen Kekik, boğazdaki kasları gevşeten ve iltihabın azalmasını sağlayan flavonoidler isimli bileşiklere sahiptir.

Su ve Sıvı Tüketimi

Araştırmalara göre oda sıcaklığındaki suyun, öksürük, hapşırma ve burun akıntısını azaltabileceği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle öksürük sorunu olduğunda su ve sıvı tüketiminden kaçınmamak gerekir.

Kolon Kanseri Nedir?

Ülkemizde en çok görülen ilk 5 kanser tipinden biri de kolon kanseridir. Halk arasında bağırsak kanseri olarak bilinen bu hastalık, ileri seviyelerde oldukça ciddi sorunlara neden olmaktadır. Kalın bağırsak uzunluğu 1,5 metredir. Bağırsağın iç yüzeyinde oluşan kolon kanseri, hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi ile ortaya çıkar. Kalın bağırsağın başında veya sonunda yer alan kanser türleri farklı belirti ve özellikler ve isimlerle adlandırılır. Bağırsağın son 15 santimetrelik kısmında oluşan kanserlere rektum kanseri adı verilir. Genetik faktörler kanser oluşumunda en çok öne çıkan etkenlerdir. Birçok insan yıllarca bu tümörleri fark edemediği için kanser teşhisinde geç kalıyor. Özellikle ailesinde kanser olan kişilerin bu konuda daha duyarlı olmaları ve belli aralıklarda tetkik yaptırmaları gerekir.kolon kanseri, kolon kanseri belirtisi, kolon kanseri tedavisi

Kolon Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Ülkemizde ortalama görülme yaşı 63 olarak belirlense de artık her yaşta görülebilmektedir. Kadın ve erkeklerde görülme olasılığı hemen hemen aynıdır. Erkeklerde riskin kadınlara göre daha yüksek olduğu söylenmektedir. Kabızlık, ishal veya dışkı kokusunda değişiklik kolon kanserinin en öne çıkan belirtileri arasında yer alıyor. Uzun süreli, devam eden bu şikâyetler için mutlaka bir hekime gitmek gerekir. Dışkı ile karışık kan gelmesi ise bu durumun artık bir gün daha ihmal edilmemesi gerektiğini gösteren bir belirtidir. Karın ağrısı, iştahsızlık ve istemsiz kilo kayıpları artık kanserin ileri evrelere geldiğini ifade eder. Kansızlık da kolon kanserinin belirtileri olarak görülebilir. Bu belirtiler hemoroit ve bağırsaktaki diğer hastalıkların belirtileri ile karıtılabileceğinden, tetkik yaptırmak şart.

Kolon Kanserinin Nedenleri Nelerdir?

İlk neden genetik faktörler olsa da kolon kanserinin olmasında bazı nedenler bilimsel olarak açıklanmıştır. Vücuttaki diğer kanserlerin bağırsaklara sıçraması ve iltihabi bağırsak hastalıkları kolon kanserini tetikleyebilmektedir. Sağlıksız beslenme, işlenmiş gıdaların sık tüketilmesi, meyve ve sebzenin az tüketilmesi ve sigara kullanımı da kanser nedenleri olarak görülmektedir. İleri yaş aralıkları da kanserin oluşma nedenleri arasında yer alıyor. Kanserin ilk evrelerinde fark edilmesi tedavi de başarı oranını yükseltir. İleri evrelerde tedavi yöntemleri değişirken, tedavi süreci zorlaşabilir. Erken teşhis her zaman hayat kurtarır.

Fitness Yaparken Etkili Hareketler Neler?

Fitness, aletli veya aletsiz olarak oynanabilen etkili bir spordur. Zindeliğin en temel prensibi vücudu güçlendirmek ve kuvvetlendirmektir. Kas gelişimi üzerinde de olumlu etkisi olan fitness, zamanla daha tonlu ve estetik bir görünüm sağlar. Fitness olarak fit ve fit olmak için yapılabilecek tüm egzersizleri tanımlayabilirsiniz. Sağlıklı bir yaşam tarzı için de oldukça etkili bir yöntem olan fitness, vücut geliştirme egzersizlerinden tamamen farklı bir programa sahiptir. Vücudunuzun çalışmak istediğiniz bölgesi üzerinde çalışmanıza olanak sağlayan fitness, tüm vücudun sağlıklı ve zinde görünmesini amaçladığı için vücudun her bölgesi için hazırlanmış farklı hareketlerin birleşimidir. Spor salonunda çalışmayı tercih etmeyenlerdenseniz; Fitness için en etkili egzersizlerin yapıldığı egzersiz ekipmanlarını kolayca satın alarak evde kendi başınıza egzersiz yapabileceğinizi hatırlatırız.fitness etkili hareketler, hangi hareketler fitnessda etkili, fitness yapmak

En etkili fitness egzersizleri nelerdir?

Vücudunuzu hızlı bir şekilde sıkılaştıracak, estetik açıdan daha hoş görünecek ve daha çok tercih edilir hale getirecek en temel fitness hareketlerini sıralayabiliriz;

Bench Press / Göğüs Egzersizi

Squat / Bacak Egzersizleri

Deadlift / Bacak Egzersizi

Barbell Curl / El Egzersizi

Barbell Row / Sırt Egzersizi

Boyun Press / Omuz ve Sırt Egzersizi

Fitness egzersizlerini oluşturan tüm hareketler belirli bir alanda etkilidir ancak genel amaçları vücutta biriken yağları kasa dönüştürerek kasları sıkılaştırmak ve vücudu zinde ve sağlıklı kılmaktır. Ayrıca, tek amacınız vücudunuzdaki yağı kasa dönüştürmekse, atletik tercihinizi vücut geliştirmeden yana yapmalısınız.

Etkili fitness hareketlerinde çalışma teknikleri;

Bench Press (Göğüs Egzersizi): En temel ve en sık kullanılan göğüs hareketlerinden biri olan bench press, arka el ile çok etkili çalışma imkanı sunar. Kasların hacmini ve gelişimini artırmanın yanı sıra vücut duruşunu da düzeltir. Bench press’i dambıl veya paralel çubuklar kullanarak yapabilirsiniz. Ayrıca, çalışırken sırtınızın sehpaya tamamen düz olması gerektiğini unutmayın.

Squats (Bacak Egzersizleri): Son zamanlarda popüler olan “Squat” fitness hareketi, bacak ve kalça kaslarını aktif olarak çalıştırdığı için son derece etkili bir egzersizdir. Alıştırmalar yeni başlayanlar için pek uygun olmasa da başlarda biraz tekrarla yapılabilir. Halterle çalışıyorsanız, halter omzunuzdayken barı 90 dereceden fazla bükmemeye dikkat etmeli ve başınızın öne baktığından emin olmalısınız.

Deadlift (Bacak Egzersizi): Çok etkili bir diğer fitness egzersizi de deadlifttir. Yerden havalanırken çubuğu düz veya ters tutmakta yanlış bir şey yoktur. Yere kaldırdığınız halteri tekrar indirirseniz bacak kaslarınız çalışır. Deadlifti bacaklarınızı bükerek yaparsanız squat benzeri bir etki yaratır.

Barbell Curl (El Egzersizi): Bu, ön kollarınızdaki kasları aktif olarak çalıştıran bir egzersizdir. Çubuğu omuz genişliğinde açık tutarak başlamalısınız. Bu, ağırlığı yavaşça omuz seviyesine yükselterek ve tekrar alçaltarak yapılan bir iştir. Bu çalışmada şunlara dikkat edilmelidir: Set içinde hızlı, beklemeden çalışmalı, ancak hareketi fırlatmadan tamamlamalıdır.

Barbell Row (Sırt Egzersizi): En temel fitness egzersizlerinden biri olan bu egzersiz sırt ve koltuk altı kaslarınızı aktif tutar. Bu, omurgayı saran ve dik durmasına yardımcı olan kas grubunu geliştirmek için etkili bir harekettir. Bacakların omuz genişliğinde açık olması ve dizlerin hafifçe bükülmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Neck Press (Omuz ve Sırt Egzersizi): Omuz kaslarını geliştirmeye ve hacmi artırmaya odaklanan bir boyun pres egzersizi, bar ile yapılan bir fitness hareketidir. Omuzlarda halterin düzenli ve sistematik olarak indirilip kaldırılmasıyla uygulanır. Ayrıca hareket sırasında başın hareketsiz kalması gerektiğini unutmayın.

Sonbahar Alerjisi Belirtileri ve Korunma Yolları Nelerdir?

Alerjisi olan kişiler için en sinir bozucu dönem olan sonbahar aylarına yaklaştığımız bu günlerde çim, küf, polen gibi birçok faktör alerjiyi tetikleyebiliyor. Genellikle sonbahar aylarında görülen rüzgarlar, solunum yollarını etkileyerek kolayca alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Alerjik hastalıkları olan kişiler özellikle mevsim geçişlerinde sorun yaşarlar. İlkbahar ve sonbahar aylarında kötüleşen alerjik reaksiyonların neden olduğu fiziksel rahatsızlıkları tanıyarak, erken önlem almak durumu kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir. İlkbaharda polen alerjik reaksiyonlarda önemli bir rol oynarken, sonbaharda yakupotu, küf veya ev tozu gibi yabani otlar alerjik reaksiyona neden olabilir. Sık yağışlardan sonra bu aylarda ıslanan yapraklar küf oluşumuna neden olur. Hava yoluyla küflü bitkilerden yayılan küf de alerjiyi tetiklemek için yeterlidir.sonbahar alerjisi belirtisi, bahar alerjisinden korunma, sonbahar alerjisinden nasıl korunulur

Sonbahar alerjilerinin yaygın belirtileri;

Burunda kaşıntı ve akıntının başlaması,

Sık ve açıklanamayan hapşırma

Uzun süreli ve zahmetli öksürük

Kırmızı, sulu ve kaşıntılı görünen gözler

Burunda şişlik

Gözlerin altında spontan koyu halkalar

Baş ve yüz ağrısı

Koku ve tat bozuklukları,

Sürekli yorgunluk ve uyuşukluk hissi

Uykuya dalmada güçlük ve uyku bozuklukları

Dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon eksikliği

Ciltte kuruluk, kızarıklık ve kızarıklık sonbahar alerjisinin belirtileridir.

Sonbahar alerjilerinden kurtulmanın yolları;

Havadaki artan yağış miktarı ve nem nedeniyle, nemli bir ortama maruz kalmaktan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.

Şiddetli rüzgarlarda ve aşırı güneydoğu havalarında evinizden çıkmamaya dikkat edin,

Dışarıdan eve girdiğinizde hemen üzerinizi değiştirmeli ve duş almalısınız.

Kapalı alanlarda uzun süre oturmaktan kaçının,

İnsanlarla aranıza mesafe koymalı ve hasta insanlarla aynı ortamda bulunmamaya özen göstermelisiniz,

Üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı önlem alınmalı,

Dışarı çıkma durumunda maske ve güneş gözlüğüne dikkat edin.

Araç sahibi iseniz filtreler kullanmalı ve düzenli olarak değiştirmelisiniz.

Ölü ve dökülen yaprakların çok olduğu orman ve park gibi yerlerde aranmamalıdır.

Evinizi periyodik olarak havalandırmalı ve bunu mümkün olduğunca akşamları yapmaya çalışmalısınız,

Evinizde veya iş yerinizde klima kullanıyorsanız mevsim geçişleri olan ilkbahar ve sonbahar aylarından önce mutlaka filtrelerinizi temizlemelisiniz.

Toza alerjiniz varsa, kitapları açık raflarda saklamaktan veya evinizde takı, aksesuar gibi önemsiz eşyaları toplayıp saklamaktan kaçınmalısınız.

Sonbahar mevsiminde artan küf, nem ve nemin evinizi de etkileyeceğini göz önünde bulundurarak, yaz ayları bitmeden ısıtma sisteminizi gerekirse yenilemeli ve yeniden boyamalısınız.

Bahçeye, yere, toprağa gidiyorsanız veya toprak işi yapmanız gerekiyorsa mutlaka vizör kullanmalısınız,

Çok kuru havalarda evde kalarak sonbahar alerjilerinin etkilerini azaltabilirsiniz.

Sonbahar alerjilerine karşı önlemler;

Sağlıklı ve dengeli beslenmeli, düzenli egzersizi kesmemeli, alerjik reaksiyonlar başlamadan önce maske kullanmalı, burnunuzu sık sık temizlemeli, günlük tüketmeniz gereken su miktarını ihmal etmemeli, ev ve iş ortamınızı temiz tutmalısınız. her zaman. Alerjik reaksiyonlardan kaçınmak için temizlik yaparken kullandığınız temizlik ürünlerinin kimyasal içermediğinden emin olun. Alerjenleri hapsetmemeleri için hepa filtreli elektrikli süpürgeleri tercih etmeniz gerektiğini hatırlatırız. Su, meyve suyu, bitki çayları gibi alternatifleri de göz önünde bulundurarak bol sıvı tüketmek gerekir. Et suyu çorbaları veya bitki çayları gibi sıcak sıvılar içmek mukus üretimini arttırır ve rahatlamanıza yardımcı olur.

Besin Alerjisi ve İntoleransı Ne Demektir?

Besin alerjisi, kişinin bağışıklık sisteminin tükettiğiniz besinlerdeki bir maddeye verdiği tepki olarak tanımlanır. Öte yandan, gıda intoleransı, vücudun bilinmeyen mekanizmalar nedeniyle belirli gıdalar üzerinde beklenmedik bir etkisidir. Gıda intoleransları, bağışıklık sisteminden bağımsız olarak gelişir ve toplumda gıda alerjilerinden çok daha yaygındır. Gıda alerjileri genellikle protein açısından zengin gıdalarda görülür. Yemekten sonraki ilk 30 dakika içinde reaksiyonlar oluşmaya başlar.

Vücut gıda alerjilerine hemen tepki gösterse de bu durum zamanla intoleranslarla birlikte ortaya çıkar. Gıda intoleransı ile reaksiyon 24-72 saat içinde gerçekleşir. Gıda intoleransı ile vücut gıdaya değil, içindeki kimyasallara tepki verir.besin alerjisi, besin alerjisi nasıl anlaşılır, besin intoleransı ne demek

Hangi gıdalar gıda alerjisine neden olur?

Gıda alerjileri kişiden kişiye farklılık gösterse de en yaygın alerjiler şunlardır: inek sütü, yumurta, balık, yer fıstığı, fındık, ceviz, antep fıstığı, karides, kerevit, ıstakoz, yengeç, soya fasulyesi, buğday, baklagiller, susam, yaban mersini, çilek , domates, çikolata, ketçap, mayonez.

Tahıllara eklenen glüten proteini, alerjik bir gıdadır ve ayrıca işlenmiş gıdalarda sıklıkla bulunan bir katkı maddesidir. Birçok insanın glüten içeren yiyecekleri yiyemediğini duymuş olabilirsiniz. Bunun nedeni glüten intoleransı veya gıda alerjisidir.

İnek sütünde bulunan kazein proteini de alerjik ve kanserojendir. Özellikle çocuklarda daha sık görülen glüten alerjisi çok hassastır. Gluten içeren ekmekleri kesmek için kullandığınız bıçağın bile kullanımdan önce sıcak su ve sabunla yıkanması gerekir. Herhangi bir besine alerjiniz varsa, paketlenmiş bir ürün alacaksanız mutlaka ürün etiketini okumalısınız.

Yiyeceklere bağlı olarak ne gibi önlemler alınmalıdır?

İnek sütüne alerjisi olanlar… Taze, çiğ, pastörize süt tozu, süt kreması, keçi sütü başta olmak üzere diğer hayvan sütlerinden uzak durmalıdır. Ayrıca tereyağı, margarin, krema, hayvansal yağlar, yoğurt, puding, krema, sütlü tatlılar, peynir, krem   peynir, süzme peynir, peynir altı suyu, kazein, kazeinat, laktalbümin, laktalbumin fosfat, laktoglobulin, laktuloz, kefir, ekşi krema ve yoğurt . İnek sütü alerjisi gibi besinlerin tüketilmemesi tavsiye edilir.

Yumurta Alerjisi Olan Kişiler… Yumurta alerjisi olan kişiler kesinlikle yumurta içeren ve yumurta ile yapılan yiyecekleri yememelidir. Albümin, lizozim, mayonez, bebe bisküvisi gibi yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Ayrıca ticari gıdalara eklenen bazı makarna türleri, kekler, şekerlemeler, çikolatalar ve lesitin ile tatlandırıcı olarak kullanılan bazı maddeler yumurta akı içerebilir ve tüketilmemelidir.

Gıda alerjiniz kalıcı mı?

İster yetişkinlikte ister çocuklukta olsun, gıda alerjileri iyileşme eğilimindedir. Bu nedenle alerjisi olan kişiler düzenli aralıklarla alerji testi yaptırmalıdır. Hastalar muayene edilir, egzersiz yapılır ve alerjinin düzelip düzelmediği görülür. Süt, yumurta, buğday ve soya gibi bazı alerjiler, genellikle yıllar içinde düzelen gıda alerjileridir. Bununla birlikte, bir alerjinin kaybolmasının bireysel olması normaldir. Diğer yaygın gıda alerjileri olan fındık, balık, karides, kerevit, ıstakoz ve yengeç gibi kabuklu deniz ürünleri alerjilerinin çözülmesi daha zor veya nadirdir.

Diyetinizde gıda alerjileri veya gıda intoleranslarına karşı hassasiyetiniz varsa, güvenli tarafta olmak için; Etiketleri okuma, düzenli gıda alerjisi ve intolerans testleri yaptırma ve gıdaları yediğinizde vücudunuzun tepkilerini ve tepkilerini yakından takip etme alışkanlığı geliştirmelisiniz.

Yiyecek tükettiğinizde; Şişkinlik, şişkinlik, ishal, deri döküntüleri, nefes almada zorluk gibi sorunlar yaşıyorsanız bu besine sadık kalmalısınız. Aynı yemeği her yediğinizde aynı tepkileri yaşıyorsanız bunun bir sorun olduğunu bilmeli ve gerekli testler için doktorunuza başvurmalısınız.

Yaz tatilinde sağlıklı kalmak için ne yapmalı?

Yaz denilince akla gelen ilk şey elbette tatil! Öte yandan tatil yapmak, günlük rutininizden uzaklaşmak anlamına da gelebilir. Günlük rutininizden vazgeçmek genellikle diyetinizi değiştirmek anlamına gelir; ancak bu tür hileler yaparak sağlığımızı tehlikeye atmamaya özen göstermeliyiz. Tatilin tadını çıkarırken aynı zamanda vücudumuzun ihtiyacını karşılamak için su içebilir, egzersiz yapmaya ve sağlıklı beslenmeye devam edebilirsiniz. Tatil sonunda uyum sorunu yaşamamak için ihmal edilmemesi gereken başlıca şeyleri sizler için listeledik!

  1. Su, su, su!

Sıcak havalarda farkına bile varmadan susuz kalabileceğiniz için tatilde yanınızda su bulundurmanızda fayda var. Bununla birlikte, plastikten gelen toksinlerin suya girmesi durumunda plastik şişe kullanımının tehlikeli olabileceği gerçeği göz ardı edilemez. Suyu güvenle içmek için tekrar kullanılabilir ve yıkanabilir cam şişe veya sağlıklı malzemelerden yapılmış kavanoz satın alabilirsiniz. Bir yetişkinin boy, kilo ve harcanan enerji ile orantılı olarak günde en az 2 litre su tüketmesi gerektiğini biliyoruz ancak tüketilen diğer sıvıları bu 2 litreye dahil etmemekte fayda var.yaz tatili, tatilde sağlıklı kalma, sağlıklı kalma yolları

  1. Terlemekten korkmayın!

Tatildesiniz ama spor salonunuz yok mu? Eğer öyleyse, egzersiz rutininizi günlük rutininize genişletmeyi deneyebilirsiniz. Örneğin temiz havada yürüyüşe çıkabilir, bisiklete binebilir, yürüyerek veya bisikletle yeni rotalar keşfedebilirsiniz. Yola çıkmak istemiyor musun? Peki havuzda veya denizde daha da iyisi kalori yakmaya ne dersiniz? Hangisini tercih ederseniz edin, bu bayram yerinde durmayın!

Egzersiz yaparken terlemekten çekinmeyin. Cildimiz toksinlerin vücuttan atıldığı ana kanallardan biridir ancak aşırı terleme durumunda vücudumuzun ihtiyaç duyduğu önemli elektrolitleri de kaybedebiliriz. Bu kaybı telafi etmek için hindistan cevizi suyu içebilirsiniz. Ancak şeker hastalığınız varsa veya kilo kontrolü yapıyorsanız içeceğinize su ekleyerek etkisini azaltabilirsiniz.

  1. Güneşe dikkat edin!

Uzmanlar, UV ışınlarının en kuvvetli olduğu 12:00 ile 15:00 saatleri arasında güneşten uzak durmayı öneriyor. Ancak hepimiz biraz güneşi hak ediyoruz ve daha da önemlisi; gerekir. Bu nedenle güneşe çıkmak üzereyseniz; Kötü güneşe maruz kalmamak için güneş kremleri kullanabilirsiniz. Gözlerinizi güçlü güneş ışığından korumak için geniş kenarlı bir şapka, hafif pamuklu giysiler ve UV korumalı güneş gözlüğü tercih edebilirsiniz.

 Ek olarak, cildi serbest radikal hasarlarından ve zararlı UV ışınlarından koruyan likopen adlı bir antioksidan içeren kırmızı domates, karpuz, ahududu ve çilek gibi meyve ve sebzeleri yiyebilirsiniz. Kavun ve kayısıda bulunan beta-karoten sizi güneş yanığından korumaya yardımcı olacaktır.

 Kendinizi güneşten korumaya yönelik tüm girişimleriniz başarısız oldu mu? Böylece güneş yanıklarını soğuk su veya mümkünse süt ile sıkabilirsiniz.

  1. Fıstıklara yer açın!

Bütün gün denizdeydin ve karın ağrın mı var? Yaz aylarında ihtiyacınız olan kuruyemişlere çantanızda yer açmaya ne dersiniz? Önceden hazırlanın ve yanınızda sağlıklı atıştırmalıklar getirin. Ancak kuruyemiş tüketirken öğün atlamamaya özen göstermeli ve bu yüksek enerjili besin kaynaklarını tüketirken yediğiniz kalori miktarını kontrol etmelisiniz.

  1. Yaz sebze ve meyvelerine güvenin!

Yaz sebze ve meyvelerini tabaklarınıza koyarak sağlığınızı ve kilonuzu koruyabilirsiniz! Vitamin ve mineral içeriği yüksek sebzeleri günlük diyetinize dahil etmeyi unutmayın. Sebzeleri yemek olarak tüketebileceğiniz gibi çiğ, salata, haşlanmış veya ızgara olarak da tüketebilirsiniz. Ancak çiğ sebzeler, salatalar vb. Sağlıklı gıdaların tüketilmesine, örneğin hijyen açısından güvenli olmayan yerlerde dikkat edilmesinde fayda vardır. Sağlıklı beslenmek isterken sağlık sorunlarına zemin hazırlamak tatilinizi yarıda kesebilir! Öte yandan, gün boyunca diyetinize düşük kalorili, yüksek lifli sebzeleri dahil ederek tatil sindiriminizi de iyileştirebilirsiniz.

 Meyve yemeye gelince, meyvelerdeki fruktoz içeriği arttıkça kalori içeriğinin de arttığını ve kilonuzu kontrol etmenizin zor olabileceğini unutmayın. Ancak alternatifler dışında yaz meyvelerini ara öğün olarak tüketmek mümkün olduğunca sağlıklı bir seçimdir.

  1. Serinlemek için kalori almayın!

Yaz aylarında serinlemek için kalorisi yüksek gazlı içecekler ve şekerli içecekler satın almak pratik olsa da bu yiyecekleri tüketmek vücudunuza zararlıdır! Serinlemeye çalışırken; Fazla kalori alımının yanı sıra şeker içeriği yüksek olan bu içecekler kan şekerinde ani dalgalanmalara neden olabilir, aç veya halsiz hissetme gibi durumlar yaşayabilirsiniz. Unutmayın, temiz su tüm içeceklerin ana maddesidir; Susuzluğunuzu giderecek ve serinlemenize yardımcı olacaktır.

  1. Stresten kurtulmaya dikkat edin!

Tatil stres gidericidir! Stresi azaltmak için tatildeyken stres etkenlerini kontrol etmeniz veya geçici olarak kapatmanız gerekir. Tatilinizi planlarken keyif aldığınız şeylere öncelik verin ve ona göre hareket edin. Zevkle ve stresten kaçınarak geçirdiğiniz dinlenme, bedeninizi ve zihninizi rahatlatacaktır. Tatilinizin keyfini doyasıya çıkarmak ve yılın geri kalanını da havasında geçirmek istiyorsanız, hayatınızı zorlaştıran şeyleri bir kenara bırakın ve tazelenmeye zaman ayırın; yani döndüğünüzde, her şeye tamamen farklı ve taze bir bakış açısıyla bakma fırsatına sahip olacaksınız!

Renal arter stenozu nedir?

Renal arter darlığı, böbreklere kan taşıyan bir veya daha fazla arterin daralmasıdır. Arterin daralması, oksijenden zengin kanın böbreklere ulaşmasını engeller. Böbrekler, atık ürünleri filtrelemek ve fazla sıvıyı gidermek için yeterli kan akışına ihtiyaç duyar. Böbreklere giden kan akışının azalması böbrek dokusuna zarar verebilir ve vücuttaki kan basıncını artırabilir.renal arter nedir, renal arter ne demek, renal arter teşhisi

Renal arter darlığı belli bir aşamaya gelene kadar herhangi bir belirti göstermeyebilir. Aniden ortaya çıkabilir ve aniden yükselebilir. Ateroskleroz ve fibromüsküler displazi, renal arter darlığının ana nedenleridir. Renal arter stenozu için mevcut risk faktörleri yaşlanma, yüksek tansiyon, obezite ve yüksek kolesterol seviyeleridir. Bu gruptaki kişilerin uyanık olması önemlidir.

Renal arter darlığının nedenleri nelerdir?

Renal arter darlığının 2 ana nedeni vardır.

Renal (böbrek) arterlerde birikim: Yağlar, kolesterol ve diğer maddeler renal arterlerin duvarlarında birikebilir. Bu birikintiler büyüdükçe sertleşebilir, kan akışını bozabilir, böbrekleri yaralayabilir ve nihayetinde arteri daraltabilir. Ateroskleroz vücudun birçok yerinde ortaya çıkabilir ve renal arter darlığının en yaygın nedenidir.

Fibromüsküler displazi: Fibromüsküler displazide, arter duvarındaki kas genellikle çocukluk döneminde anormal şekilde büyür. Renal arterin bazı kısımları geniş olmasına rağmen bazı kısımları daha dar görünebilir.

Renal arter o kadar daralabilir ki böbreğe yeterli kan alınamaz ve genç yaşta yüksek tansiyona neden olabilir. Bu, bir veya iki böbrekte olabilir. Fibromüsküler displazi kadınlarda daha sık görülür.

Dar renal arterler ve fibromüsküler displazi, vücuttaki diğer arterlerin yanı sıra renal arterleri de etkileyerek komplikasyonlara neden olabilir.

Renal arter stenozu için risk faktörleri nelerdir?

Çoğu durumda, renal arter stenozu, renal arterlerin daralması nedeniyle oluşur. Böbreklerdeki ve vücudun diğer kısımlarındaki atardamarların daralma olasılığını artıran risk faktörleri şunları içerir:

yaşlanma

Hipertansiyon

yüksek kolestorol

Şeker hastalığı

obezite

Sigara ve diğer tütün kullanımı

Ailede erken kalp hastalığı öyküsü

egzersiz eksikliği

Renal arter darlığının komplikasyonları nelerdir?

Hipertansiyon

şiddetli böbrek yetmezliği

Bacaklarda sıvı tutulması (ödem)

Akciğerlerde ani sıvı birikmesi nedeniyle nefes darlığı.

Belirtiler

Renal arter darlığının belirtileri nelerdir?

Renal arter darlığı ilerleyene kadar herhangi bir belirtiye neden olmaz. Mevcut durum başka bir test sırasında tespit edilebilir.

30 yaşından önce veya 50 yaşından sonra yüksek tansiyonun aniden başlaması ve kötüleşmesi, steteskopla ses kısıklığı, idrarda yüksek protein, böbrek fonksiyon bozukluğu belirtileri, aşırı sıvı yüklenmesi ve vücut dokusunda şişme gibi bir veya birden fazla semptom, refrakter kalp yetmezliği, renal arter darlığından şüpheleniliyor.

Çiğneme fonksiyonu bir implant ile geri kazanabılabilir!

Eksik dişler sadece estetik açıdan hoş olmayan bir görünüme neden olmakla kalmaz, aynı zamanda çiğneme fonksiyonunu da etkiler ve genel sağlığı olumsuz etkiler. Bu dezavantajların giderilmesinde rol oynayan implantlar önemli faydalar sağlar.

Hemen hemen herkes, hayatında her ne sebeple olursa olsun diş kaybı yaşar. Bazı durumlarda bu eksiklikler tamamen dişsizliğe kadar gidebilir ve ağızda hiçbir doğal dişin kalmadığı durumlara yol açabilir. Ağızdaki dişler sadece estetik açıdan değil aynı zamanda çiğneme işlevini de sağlamakta ve konuşmaya yardımcı olmaktadır. İmplantlar bu kriterleri karşılamak için gereklidir.implant yapımı, implantın faydası nedir, implant nasıl yapılır

İmplantın avantajlarından biri de eksik dişlerin restorasyonu sırasında başka dişlerin tedavisine gerek olmamasıdır. Yani eksik bir dişi gidermek için eksik dişin önünde veya arkasında diş kesmeye ve köprü yapmaya gerek yoktur. Ayrıca implant yerleştirildikten sonra çekilen dişin bulunduğu çene kemiği bölgesindeki kemik erimesi durur. İmplantlar diş gibi bölgelere etki ederek gelen çiğneme basıncını doğrudan çene kemiğine ileterek bu kemiğe bir nevi masaj etkisi yaratır. Öte yandan masaj, kan dolaşımını ve doku beslenmesini iyileştirdiği için bu bölgedeki kemik erimesini durdurur.

İmplant oluşabilecek profil kusurlarını önler

Dişlek ağızlarda alt ve üst çeneler belli bir yükseklik ve büyüklükte kapatılır. Diş kaybı çok uzun süre ertelenirse, kaybedilen dişin önündeki ve arkasındaki dişler çekim alanına doğru hareket eder, bu nedenle hastanın normal ısırık boyutu küçülmeye ve değişmeye başlar, sonunda bir miktar ısırık ve eklem oluşur. bozukluklar. İmplantların yerinde ve zamanında yerleştirildiği durumlarda kapanma kaybından dolayı dikey boyut kaybı önlenir. Bu hem hastaya iskelet konforu sağlar hem de dikey boyut kaybından dolayı yüzde oluşabilecek profil bozukluklarını önler.

Çiğneme fonksiyonlarının% 85’ini geri yükler

Çiğneme fonksiyonunun …’i azı dişleri arasındaki dişlerde gerçekleşir. Bu, alt çenede 12 ve üst çenede 12 olmak üzere 24 dişi işaretler. Alt ve üst çenede dişi olmayan hastalarımızda 6 üst ve 6 alt bölge olmak üzere toplam 12 implant, hastalarımızın çiğneme fonksiyonunun …’i ağızda kalan implante edilebilir köprüler ile hastalarımıza geri dönmektedir. Doğal dişlerini beğeniyorum ve büyütüyoruz.

İmplant ömrü insan yaşamına rakip

Ağza yerleştirilen bir implant, sahibine uzun yıllar hizmet eder ve önce doktor sonra da hastanın tüm protokollere uyması koşuluyla nadiren sorunlara neden olur. Tıpkı yeni ve pahalı bir araba alırken olduğu gibi, düzenli olarak servise gidip tamir ettiriyoruz, garanti kapsamındayken implantı taktıktan sonra düzenli olarak doktorumuza gitmeli, bakım ve muayenelerini yapmalıyız. Araç garantisi belirli bir süre için geçerli olsa bile, sistemik hastalıkların olmadığı, düzenli ağız bakımı ve düzenli kontrollerin olmadığı durumlarda implantın ömrü insan hayatı ile yarışır.

Narkolepsi nasıl tedavi edilir?

Narkolepsi, kronik ve tedavisi olmayan bir hastalıktır. Bununla birlikte, çeşitli ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri, bir kişinin semptomlarını yönetmesine yardımcı olabilir. Aynı zamanda, bir kişinin akrabalarından aldığı destek, narkolepsi ile baş etmelerine yardımcı olabilir.

Narkolepsi tedavisinde kullanılabilecek birkaç ilaç türü vardır. Bu ilaçlar her zaman bir hekim gözetiminde, hekimin tavsiyesi üzerine ve reçete ile kullanılmalıdır. Başta yüksek tansiyon veya şeker hastalığı olanlar olmak üzere başka sağlık sorunları olan kişiler, bu durumları doktorlarına anlatmalı ve diğer durumlar için aldıkları ilaçların narkolepsi için aldıkları ilaçlarla nasıl etkileşime girebileceğini sormalıdır.

Bununla birlikte, alerji ve soğuk algınlığı ilaçları gibi bazı reçetesiz ilaçlar metabolizmada uyuşukluğa neden olabilir. Doktorlar genellikle narkolepsi hastalarının bu ilaçları almaktan kaçınmalarını önerir.

Narkolepsi için yeni tedaviler arasında histamin kimyasını etkileyen ilaçlar, hypocretin replasman tedavisi, hypocretin gen tedavisi ve immünoterapi yer alır. Bununla birlikte, bu yöntemlerden biri tanımsızdır ve bu kesinlikle etkilidir.

Merkezi sinir sistemini uyaran ve narkolepsi hastalarının gün boyu uyanık kalmasına yardımcı olan ilaçlar olan uyarıcılar temel tedavi yöntemidir. Bu ilaçların yan etkileri baş ağrısı, mide bulantısı veya anksiyeteyi içerebilir.

Narkolepsi için yaşam tarzı değişiklikleri ve evde bakım

Narkolepsi semptomlarının tedavisinde önemli bir yer, kişinin yapması gereken yaşam tarzı değişikliğidir. Buna göre uyku programınıza uymanız önemlidir. Hafta sonları da dahil olmak üzere her gün aynı saatte uyumak ve uyanmak için etkili olabilir.

Gün boyunca düzenli aralıklarla ve stratejik zamanlarda 20 dakikalık kısa şekerlemeler yapmak, bir kişiyi tazeleyebilir ve bir ila üç saatlik uyku halini ortadan kaldırabilir. Bazı durumlarda, insanların daha fazla uykuya ihtiyacı olabilir.

Kişi nikotin ve alkol tüketmekten kaçınmalıdır. Özellikle geceleri sigara içmek semptomları ve semptomları kötüleştirebilir.

Yatmadan en az dört ila beş saat önce hafif, düzenli egzersiz, gündüzleri daha uyanık hissetmenize ve geceleri daha iyi uyumanıza yardımcı olabilir.

Kişi, durumu hakkında akrabalarına, işverenlerine veya öğretmenlerine doğru bilgi vermelidir. Ayrıca, narkolepsi ile baş edebilmek için ihtiyaçlarını karşılamanın yollarını bulmak için onlarla birlikte çalışmalıdırlar.

Bu, gün içinde kestirmeyi, monoton aktivitelere sık sık ara vermeyi, toplantıları veya dersleri ayrı ayrı kaydetmeyi veya bunlar sırasında ayakta durmayı ve gün boyunca periyodik olarak zıplayan yürüyüşleri içerebilir.

Bir kişinin uzun mesafeler kat etmesi gerekiyorsa, araba kullanırken uyanık kalma olasılığı en yüksek olan bir ilaç programı geliştirmek için bir doktora danışılmalıdır. Kişi kendini uykulu hissettiği anda ara vermeli ve kısa bir şekerleme yapmalı ve çok uykulu hissederse hiç araba kullanmamalı.